Amasya’da Gezilecek En İyi Yerler
Amasya’da gezilecek en yerler, Yeşilırmak’ın kıyısından itibaren başlanacak rota ile, tarih ve doğanın iç içe geçtiği büyüleyici bir şehri keşfetmiş olacaksınız. Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Amasya, kral kaya mezarlarıyla ünlüdür ve Helenistik dönemden Osmanlı’ya uzanan zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Şehrin tarihi evleri, dar sokakları ve muhteşem manzaraları, ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu sunar. Amasya Kalesi’nin yükseklerinden Yeşilırmak’ın kıvrımları boyunca uzanan bu güzel şehir, şifalı kaplıcaları, leziz elma bahçeleri ve ünlü şairlerin anılarıyla dolu tarihi konaklarıyla her köşede bir sürpriz saklar.
Amasya’da Gezilecek En İyi Yerleri keşfetmek üzeresiniz. Daha fazla yorum ve farklı Seyahat için Seyahat sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
İçindekiler
- 1. Kral Kaya Mezarları
- 2. Amasya Kalesi
- 3. Hazeranlar Konağı
- 4. Yalıboyu Evleri
- 5. Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi
- 6. II. Beyazıt Camii ve Külliyesi
- 7. Amasya Saat Kulesi
- 8. Şehzadeler Müzesi
- 9. Aynalı Mağara
- 10. Saraçhane Camii
- 11. Pirler Parkı
- 12. Künç Köprü
- 13. Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi
- 14. Borabay Gölü
- 15. Hatuniye Camii
- 16. Harşena Dağı
- 17. Çilehane Camii
- 18. Kapı Ağa Medresesi
- 19. Halifet Gazi Türbesi ve Camii
- 20. Merzifon Bedesteni
1. Kral Kaya Mezarları

Kral Kaya Mezarları, Helenistik döneme ait, Yeşilırmak vadisinde sarp kayalıklar üzerinde yer alır. M.Ö. 3. yüzyılda Pontus Krallığı döneminde inşa edilen bu mezarlar, Amasya’nın antik çağdaki zenginliğini ve kraliyet ailesinin ihtişamını gözler önüne serer. Kayalara oyulmuş bu anıtsal mezarlar, yükseklikleri ve görkemli duruşlarıyla dikkat çekerken, şehir manzarasına da eşsiz bir katkı sağlar. Amasya’ya gelen ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken tarihi eserler arasında yer alır.
2. Amasya Kalesi

Amasya Kalesi, Harşena Dağı üzerinde yer alır ve şehre hakim bir konumda bulunur. Tarihi M.Ö. 3. yüzyıla kadar uzanan kale, Pontus Krallığı döneminde inşa edilmiş olup, stratejik önemi nedeniyle Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmıştır. Kaleye tırmanırken karşılaşılan dik merdivenler ve geçitler, ziyaretçilerine geçmişin izlerini takip ederek tarih içinde bir yolculuk yapma fırsatı sunar. Kalenin içindeki surlar, burçlar ve su sarnıçları, dönemin savunma mimarisine dair önemli ipuçları taşır.
3. Hazeranlar Konağı

Hazeranlar Konağı, Osmanlı dönemi sivil mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. 19. yüzyılın başlarında Defterdar Hasan Talat Efendi tarafından yaptırılan konak, adını burada uzun yıllar yaşayan Hazeran Hanım’dan alır. Yeşilırmak’ın kenarında, Amasya’nın tarihi Yalıboyu Evleri arasında yer alan bu etkileyici yapı, zarif ahşap işçiliği ve geleneksel Türk evi mimarisiyle dikkat çeker. İki katlı olarak inşa edilen Hazeranlar Konağı, geniş avlusu, yüksek tavanları ve süslü cumbalarıyla ziyaretçilerine geçmişe dair büyüleyici bir atmosfer sunar. Konak, haremlik ve selamlık olarak ayrılmış bölümleriyle, Osmanlı aile yaşamını ve günlük hayatını gözler önüne serer.
4. Yalıboyu Evleri

Yalıboyu Evleri, şehrin tarihî dokusunu ve mimari güzelliklerini yansıtan önemli yapılar arasında yer alır. Osmanlı dönemine ait bu evler, ahşap ve kerpiç kullanılarak inşa edilmiş olup, geleneksel Türk ev mimarisinin en güzel örneklerini sunar. Yalıboyu Evleri, nehir kenarındaki konumları ve karakteristik cumbalarıyla dikkat çeker. İki ya da üç katlı olarak inşa edilen bu evler, yüksek tavanları, geniş pencereleri ve süslü dış cepheleriyle görsel bir şölen sunar. Evlerin alt katları genellikle taş, üst katları ise ahşap malzemelerle yapılmıştır. Her biri birbirinden farklı detaylara sahip bu yapılar, Amasya’nın zengin kültürel mirasının bir parçasıdır.
5. Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi

Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi, Amasya’da yer alan ve Türk halk edebiyatının en ünlü aşk hikayelerinden birine adanmış eşsiz bir müzedir. Ferhat ile Şirin’in trajik aşk hikayesi, nesiller boyu anlatılmış ve bu efsanevi aşk, Amasya’nın kültürel mirasının önemli bir parçası olmuştur. Müze, ziyaretçilerine bu efsaneyi daha yakından tanıma ve hissetme fırsatı sunar. Müze, Amasya’nın Ferhat Tepesi bölgesinde yer alır. Bu bölge, Ferhat’ın Şirin’e ulaşmak için dağları delerek açtığı su kanallarının bulunduğu yerdir. Efsaneye göre, Ferhat, aşkı Şirin’e kavuşabilmek için zorlu bir görevle karşı karşıya kalır: suyu köylerine getirmek için dağları delmek. Ferhat’ın azmi ve aşkı, bu müzenin teması ve ilham kaynağıdır.
6. II. Beyazıt Camii ve Külliyesi

II. Beyazıt Camii ve Külliyesi, 1485-1486 yılları arasında Osmanlı Sultanı II. Beyazıt tarafından yaptırılan bu külliye, Amasya’nın tarihî kent dokusunun önemli bir parçasını oluşturur. II. Beyazıt Camii ve Külliyesi, hem dini hem de sosyal işlevleriyle dönemin Osmanlı yaşam tarzını ve mimari anlayışını yansıtır. Külliye, cami, medrese, imaret, tabakhane ve şadırvan gibi bir dizi yapıdan oluşur. Ana yapı olan II. Beyazıt Camii, klasik Osmanlı mimarisinin zarif bir örneğidir. Merkezi kubbesi ve yanlardaki yarım kubbeleri ile dengeli ve estetik bir yapı sergiler. Caminin iç mekânı, ince hat sanatı ve zarif çini süslemelerle dekore edilmiştir. Mihrabı ve minberi, Osmanlı sanatının en güzel örneklerini yansıtır.
7. Amasya Saat Kulesi

Amasya Saat Kulesi, şehrin sembolik yapılarından biridir ve Yeşilırmak kıyısında yer alır. 1865 yılında Amasya Valisi Ziya Paşa tarafından inşa ettirilen kule, Amasya’nın tarihi dokusuna önemli bir katkı sağlar ve Osmanlı dönemi mimarisinin güzel bir örneğini teşkil eder. Saat Kulesi, dört katlı olup, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Kare planlı olan yapı, ince uzun silueti ile dikkat çeker. Her katın cepheleri, farklı dönemlerde yapılan yenileme ve restorasyonlarla korunmuş ve özgün mimari özellikleri korunarak günümüze kadar ulaşmıştır.
8. Şehzadeler Müzesi

Şehzadeler Müzesi, Amasya’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini yansıtan önemli bir müzedir. 2007 yılında ziyarete açılan müze, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Amasya’da valilik yapmış şehzadelerin hayatını ve dönemini tanıtır. Amasya, Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir şehzade eğitim merkezi olarak bilinir ve bu müze, o dönemin atmosferini ziyaretçilere sunar. Müze, Amasya’nın tarihi kent merkezinde, Yeşilırmak kıyısındaki tarihi Yalıboyu Evleri’nin birinde yer alır. Müze binası, 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin güzel bir örneğini temsil eder. Giriş katında Amasya’nın tarihine genel bir bakış sunulurken, üst katlarda Osmanlı şehzadelerinin yaşamlarına dair detaylı bilgi ve eserler sergilenir.
9. Aynalı Mağara

Aynalı Mağara, adını iç duvarlarının pürüzsüz ve parlak yapısından alır, bu nedenle “Aynalı” olarak adlandırılır. Mağara, hem doğal güzellikleri hem de tarihî ve arkeolojik önemi ile dikkat çeker. Helenistik döneme kadar uzanan bir geçmişe sahiptir ve kaya mezarı olarak kullanılmıştır. Mağaranın içindeki oyma işlemleri ve kabartmalar, dönemin sanat anlayışını ve mezar mimarisini yansıtır. Mağara, doğal oluşumunun yanı sıra insan eliyle şekillendirilmiş bölümleriyle de benzersizdir.
10. Saraçhane Camii

Saraçhane Camii, Osmanlı döneminin mimari ve dini mirasını temsil eden önemli bir yapıdır. Caminin yapılış tarihi 1372 olarak bilinmektedir ve Amasya’nın merkezinde yer alır. Bu cami, Amasya’nın tarihî kent dokusunun ayrılmaz bir parçasıdır ve şehrin tarihî yapıları arasında özel bir yere sahiptir. Caminin iç mekanı, dönemin sanat anlayışını yansıtan ince detaylarla süslenmiştir. Mihrabın etrafındaki çini süslemeler ve hat sanatı örnekleri, caminin iç dekorasyonunu zenginleştirir. Ayrıca, caminin içindeki aydınlatma elemanları ve ahşap işçilik, Osmanlı sanatının estetik değerlerini sergiler.
11. Pirler Parkı

Pirler Parkı, Yeşilırmak’ın kıyısında, Amasya’nın tarihi kent merkezinin hemen yanında yer alır ve ziyaretçilere doğal güzelliklerle çevrili huzurlu bir ortam sunar. Adını Amasya’nın önemli sufilerinden olan ve “Pirler” olarak bilinen dini liderlerden alır. Park, tarihi süreçte dini ve kültürel etkinliklerin yapıldığı bir merkez olmuştur. Günümüzde ise şehrin yerlileri ve ziyaretçileri için dinlenme ve eğlence alanı olarak kullanılmaktadır.
12. Künç Köprü

Künç Köprü, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid’in emriyle inşa edilmiştir ve 15. yüzyıla dayanan köprülerden biridir. Köprü, 14 gözden oluşur ve uzunluğu yaklaşık olarak 145 metre civarındadır. Orta kısmında yer alan büyük bir kemer ile birlikte, yan kısımlarda küçük kemerler bulunur. Amasya’nın merkezi konumunda yer alır ve şehirdeki diğer tarihî ve turistik yerlere kolayca ulaşılabilir. Ziyaretçiler köprüyü her zaman ziyaret edebilir ve çevresindeki yürüyüş yollarında keyifli zaman geçirebilirler.
13. Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi

Sabuncuoğlu Tıp ve Cerrahi Tarihi Müzesi, Türkiye’nin önemli tıp ve cerrahi müzelerinden biridir ve Amasya’nın tarihî zenginliğine katkıda bulunur. Müze, 2005 yılında Dr. Mazhar Osman Sabuncuoğlu tarafından kurulmuştur. Müzede, Sabuncuoğlu’nun tıp alanındaki çalışmalarını ve dönemin tıbbi uygulamalarını yansıtan çeşitli eserler bulunmaktadır. Bunlar arasında cerrahi aletler, ameliyat kitapları, ilaçlar, tıbbi cihazlar, anatomik modeller ve tıp öğrencilerinin eğitiminde kullanılan materyaller yer alır.
14. Borabay Gölü

orabay Gölü, volkanik kökenli bir krater gölü olarak bilinir. Doğal oluşumu ve çevresindeki yemyeşil ormanlar, gölü ziyaret edenleri etkileyici bir manzarayla karşılar. Göl, genellikle trekking, kamp yapma, doğa yürüyüşleri ve piknik gibi açık hava etkinlikleri için popüler bir noktadır. Göl, muhteşem manzarası ve çevresindeki doğal yaşamıyla ziyaretçilerini büyüler. Göynücek ilçesinin sakin atmosferi ve temiz havası, stresli şehir yaşamından uzaklaşmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası sunar.
15. Hatuniye Camii

Hatuniye Camii, 15. yüzyılın sonlarına doğru II. Bayezid’in eşi Hundi Fatma Sultan tarafından yaptırılmıştır. Cami, Osmanlı döneminin klasik cami planına sahiptir ve tek kubbeli bir yapıdır. Mimari olarak kesme taş kullanılarak inşa edilmiştir. Cami, döneminin mimari özelliklerini yansıtan zarif işçiliği ve süslemeleriyle dikkat çeker. Camii’nin iç mekanı, sade ve zarif bir tasarıma sahiptir. Geleneksel Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan mihrap, minber ve süslemeler, caminin estetik değerini arttırır.
16. Harşena Dağı

Harşena Dağı, Amasya’nın karakteristik manzarasında önemli bir rol oynar. Şehir merkezinin hemen arkasında yükselen bu dağ, şehrin sembolik simgelerinden biridir. Amasya’nın tarih boyunca stratejik bir konumda olması, Harşena Dağı’nın önemini artırır. Dağ, zirvesindeki kaya mezarlarıyla da dikkat çeker. Bunlar, antik dönemlerden kalma mezar odalarıdır ve bölgenin geçmişine ışık tutar.
17. Çilehane Camii

Çilehane Camii, 15. yüzyılın sonlarına doğru yapımına başlanmış ve 16. yüzyılın başlarında tamamlanmıştır. Cami, klasik Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşır. Dikdörtgen planlı bir yapıya sahiptir ve tek kubbeli bir camidir. Caminin minaresi oldukça zariftir ve çevredeki yapılarla uyum içindedir. İç mekanında bulunan mihrap ve minber, o dönemin ahşap oyma sanatının güzel örneklerindendir.
18. Kapı Ağa Medresesi

Kapı Ağa Medresesi, 1489-1490 yıllarında inşa edilmiştir. Medrese, dönemin ünlü veziri Kapı Ağa tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı dönemi mimarisinin klasik özelliklerini taşıyan medrese, dikdörtgen planlı bir yapıya sahiptir. Medresenin giriş kapısı üzerinde yer alan kitabede, yapım tarihi ve yaptıranın adı yazılıdır. Medrese, iç avlusu etrafında odaları ve dershaneleri bulunan tipik bir Osmanlı medresesidir.
19. Halifet Gazi Türbesi ve Camii

Halifet Gazi Türbesi ve Camii, 15. yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Yapının tam olarak ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığına dair kesin bilgiler bulunmamakla birlikte, dönemin Osmanlı mimarisinin etkileyici örneklerinden biri olduğu bilinmektedir. Türbe ve cami, birlikte yer alır ve şehrin tarihî merkezinde bulunur. Yapının mimarisinde, dönemin karakteristik özellikleri olan kesme taş ve tuğla kullanılmıştır. Camii, genellikle ziyarete açıktır ve turistler tarafından ilgi görmektedir. Ziyaretçiler, türbenin içinde dua etme ve manevi bir atmosferde zaman geçirme fırsatı bulurlar. Ayrıca, tarihi camiyi ziyaret ederek dini bir deneyim yaşayabilirler.
20. Merzifon Bedesteni

Merzifon Bedesteni’nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Osmanlı dönemi yapıları arasında yer aldığı tahmin edilmektedir. Tipik bir bedesten planına sahiptir ve dikdörtgen formda bir yapıdır. Geleneksel Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşır ve dönemin ticaret hayatının merkezi konumunda yer alır. Bedesten, genellikle iki katlıdır ve her katta dükkânlar bulunur. Üst kattaki dükkânlar daha küçük olup, genellikle depo veya atölye olarak kullanılır.